ÇİFT CAM / ISICAM ÜRETİMİNDE RASTLANAN "KUSUR"LARIN KAYNAĞI NEDİR ?

 YALITIM CAM BİRİMİ ( Çift Cam ) ya da ISICAM ünitelerinde KARŞILAŞILAN "KUSUR"ların  önemli bir bölümü üretim prosesinin manuel yapılan bölümlerinden kaynaklıdır. 

Çoğu üretici firma otomatik üretim hatları kullandığını iddia etse de genel olarak bu üreticilerin çoğunda manuel süreçler egemendir. 

İşin başlangıç aşamalarından bahsedecek olursak; ara çıta kesim işlemi manuel yapılır. Çıta kesim operatörü siparişteki ölçüler ve sipariş detaylarına göre ( silikon dolu, PU dolgu, Schuco çıta, Parça U çıta vb... ) profil kesim ebatlarını belirler ve bir testere vasıtasıyla çıtayı keser. 

Sonra iki uzun kenara nem alıcı doldurma işlemi yapılır. Bu iki süreçte de otomatik bir işlem yoktur. Bazı üreticilerde otomatik profil kesim ve nem alıcı doldurma makineleri var olsa da bunların bir çoğu zamanla atıl kalmış, kullanılmaz durumdadır. Zaten bu makineler de profili kendi seçip, siparişteki bilgileri programdan alarak, proses özelliğine uygun kesim falan yapmıyor. Kısacası otomatik profil kesim ve nem alıcı doldurma dediğimiz şey, bütün bilgileri manuel şekilde girilen bir işlemdir. 

Sonraki aşama prosesin en önemli aşaması olan birincil sızdırmazlık malzemesi BUTİL'in ara çıta üzerine çekilmesidir.     Burada önemli olan faktörlerden biri butilin çıtanın her iki kenarında belirli bir ağırlık ve genişlikte çekilmesi; çıta boyunca ve köşe birleşim yerlerinde (veya bükülebilir çıta kullanılıyorsa çıta köşe dönüşlerinde)  kesintisiz olmasıdır. İş bununla kalmıyor elbette. Kullanılan ara çıta üzerine yapışma testlerinin yapılması ve daha sonra üretime başlanmasıdır. Eğer ara çıta üzerinde yağ, toz vb. yapışmayı zayıflatan yabancı maddeler ( boya gibi) varsa bunların temizlendiğinden emin olmanız gerekiyor. Ayrıca çıtaya çekilen butil'in çıtanın yan kesitini tam olarak kapatmış olması önemlidir. Eğer presleme aşamasında butil çıtadan taşarsa doğrudan standart dışı bir KUSUR ile karşılaşmış sayılırız. Eğer butil peresten sonra çıta yan kesitini tam olarak kapatmamış ise bu durumda da ara boşluk dolgu malzemesi butil ile tam örtüşmeyeceğinden kenar bölge boyunca bir boşluk ve beyazlık görünecek demektir. Bu tam anlamıyla bir KUSUR sayılmasa da müşteri ile cam işleyici firma arasında sıklıkla ESTETİK GÖRÜNTÜ konusunda bir tartışmaya neden  olabilmektedir.  

Butil çekim aşamasından sonra sıradaki işlem çıtanın üretim hattında ilk cama yerleştirilmesidir. Burada sıklıkla karşılaşılan bir olası KUSUR tehdidi ile karşı karşıyasınızdır. Çıtanın cama yerleştirilmesi manuel şekilde yapıldığı için özellikle operatörün boyunu aşan ölçüler söz konusu olduğunda üst ve yan kenarlarda çıta düz bir çizgide yerleştirilememektedir. TS EN 1279 standardında bu konuda belirlenmiş bir değer olsa da bazen bu sınır değerler aşılabilmektedir. Doğrama içinde giren camlarda pek sorun çıkartmasa da kapaklı ya da kapaksız cephe camlarında bu konuda sıklıkla müşteri şikayetine konu olacak sapmalarla karşılaşmaktayız. Eğer standarttaki sınır değer aşılmış ise müşteri kesinlikle haklı demektir. 

Ara boşluğa yalıtım malzemesi çekilmesi konusunda karşılaşacağınız sorunlara gelirsek; aslında burada görsel kusurlardan çok görünmeyen kusurlar önemlidir.

Görünmeyen kusurlar dediğimizde ilk aklımıza gelmesi gereken konu BUTİL ile DOLGU MALZEMESİ'nin uyum sorunudur. Her iki malzeme aynı üretici tarafından üretilebildiği gibi farklı firmalar tarafından da üretilmektedir. Bundan yaklaşık 5 sene öncesine kadar birincil yalıtım malzemesi olan BUTİL ile ikincil yalıtım malzemesi olan thıokol/poliüretan/silikon arasında UYUM diye bir GEREKLİLİKTEN söz etmiyorduk. Gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde bazı projelerde yaşanan ciddi sorunlar sonrası ISO tarafından EN 1279 standardında yapılan değişiklik ile bu konuda bazı standartlar getirildi. ŞİŞE CAM .A.Ş. de bayilerine bu konuda uyarılarda bulunarak FABRİKA ÜRETİM KONTROLÜ için yapılan denetimlerde bu konuyu denetlemeye başladı.  İki malzemenin birbiri ile uyumsuzluğu çift cam/ısıcam ünitelerinde zamanla görsel bozukluklara ( butil ve silikonun ara boşluğa akması gibi ) neden olması yanı sıra iki cam arasında tam yalıtım sağlanamaması sonucu ara boşlukta NEMLENME ( BUĞULANMAYA) neden olmaktadır. Hatta camın çıtaya yapışmaması, kopmalara yol açması gibi bir dizi soruna da neden olmaktadır. 

İki malzemenin uyumluluğu konusunda şu an TEST GEREKLİLİĞİ diye bir  yaptırım söz konusu değil. Sadece üreticilerin kendi malzemeleri ile diğer malzemenin uyumu konusunda YAZILI TAAHHÜT'de bulunması yeterli görülmektedir. Bu taahhüde ne kadar güvenebiliriz derseniz kimsenin bu konuda yüzde yüz GARANTİ vermesi mümkün değil. Şişe Cam A.Ş. bu konuyu ilk gündeme getirdiğinde her iki malzemenin üretim vardiyası ( ya da barkod no'su ) bazında  garanti verilmesini şart koşmuştu. Baktılar ki bu pek olası bir işlem değil, aynı üretim bandında ve aynı vardiya bazında uygunluğu kontrol edebilecekleri bir işleyişi kontrol edemeyeceklerini anlayınca, GENEL BİR TAAHHÜT ile yetinme noktasına geldiler... Bana kalırsa fiilen oldukça şüpheli bir durum söz konusu. Ama  ISICAM Bayileri açısından yapacak bir şey yok, bu kurala uymak zorundalar. Peki ISICAM YETKİLİ ÜRETİCİSİ olmayanlar için durum nedir diye soracak olursanız, zaten bu tür üreticilerde her şey kuşkuludur... 

Dolgu malzemesi açısından gözle görünen kusurlara gelince; benim için en önemli kusur, köşe dönüşlerinde dolgu malzemesinin çökmesi sonucu standardın gerekli gördüğü dolgu mesafesinin ( thıokol ve poliüretan dolgu için min 3 mm; silikon dolgu için min 6 mm ) sağlanamamasıdır. Hatta denetime gittiğim bazı şantiyelerde yer yer dolgu malzemesinin tamamlanmadığı ünitelerle karşılaşıldığına  şahit olmuşluğum bile vardır. 

Dolgu malzemesi konusunda önemli bir diğer KUSUR argon gazlı üniteler için söz konusudur. Argon Gaz doldurulacak üniteler için kullanılacak dolgu malzemelerinin UYGUNLUK TESTLERİ farklıdır. Şişe Cam A.Ş. tarafından yayınlanan MALZEME LİSTELERİNDE bazı silikon markalarının Argon Gaz dolumu için uygun olmadığı açıkça yazılıdır. Normalde ARGON GAZI doldurulan ünite eğer silikon dolgulu ise bu ünitedeki Argon Gazının ara boşluktan sızarak zamanla hava ile yer değiştirmesi söz konusudur. Bunun için ARGON GAZ DOLDURULAN ünitelerin akredite laboratuvarlarda yapılmış TİP ONAY TESTLERİNE ihtiyaç vardır. Şişe Cam laboratuvarında da bu test yapılabilmektedir. Ama bugüne kadar Şişe Cam denetçilerinin ARGON GAZ doldurulmuş bir ünite numunesi alıp teste gönderdiğini görmedim ve duymadım. Ya da malzeme kontrolü yaparken argon gaz doldurulan üniteler için uygun silikon markası var mı diye kontrol ettiklerini de görmedim. 

Müşteri şikayetlerinde işin bu tür derinliklerine inilmiyor elbette... Müşteri varsa yoksa camın dış veya iç yüzeyindeki çiziklere bakmaktadır. Bütün bu anlattıklarımız cephe firmalarının ya da aluminyum firmalarının pek ilgi alanına girmiyor... Onların da nihai kullanıcı gibi davrandıklarına şahit olmaktayız. 

Yazımın başlığı "KUSUR KAYNAKLARI NEDİR? idi... Bu anlatılanları dikkate aldığımızda görünür kusur kaynakları insan kaynaklı ve manuel işlemlerin seri üretimde yol açtığı kusurlardır diyebilirim. Görünmeyen kusurlar ise MALZEME kaynaklıdır. 

İnsan ve manuel proseslerden kaynaklı kusurları gidermenin yolu PERSONEL EĞİTİMLERİ ve işletmenin BİLGİ BİRİKİMİ ve VERİ ANALİZİ yeteneğinin geliştirilmesidir.  

MALZEME KAYNAKLI kusurların giderilmesi ise sadece Cam İşleyici firmaların sorumluluğunda değildir. CEPHE FİRMALARI ya da daha geriye gidersek YAPIMCI İNŞAAT FİRMALAININ giderek artan fiyat düşürme baskısı cam üreticilerini KALİTELİ MALZEME KULLANMA konusunda ciddi olarak zorlamaktadır. 

KALİTE HERKESİN SORUNU olmadıkça yapılan işlerin standartlara uygunluğu  konusunda boşa tartışmış oluruz. 

Bu blogdaki popüler yayınlar

WARM EDGE ÇITA

CAM- YAPILARDA KULLANILAN: İLGİLİ TSE ve EN STANDARTLARI