KAPLAMLI CAMLARDA KENAR SIYIRMA SORUNLARI
TS EN 1279 standardında çift cam ünitelerinde kullanılacak olan yumuşak kaplamalı camlarda KENAR SIYIRMA İŞLEMİ yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Hemen hemen bütün standartlarda herhangi bir olgu kusur olarak tanımlanmış ise buna ait toleranslar yani kabul edilebilir sınır değerler de belirtilir.
Kaplamanın sıyrılması konusunda herhangi bir ( + ) ya da ( - ) değer ise belirtilmiş değildir.
Bunun anlamı şudur: Kaplamalı Cam'da kenar sıyrılma işlemi yapılması zorunludur. Ama bunun için bir değer belirtilmesi, genel geçer, kaplamalı camın kullanılacağı bütün üretim süreçleri ve uygulanacağı bütün sistemler için ortaklaşa tanımlanabilecek bir değer belirlenmesinin mümkün olmamasıdır.
Bu durumda kenar sıyırma kaynaklı olası bütün toleransların müşteri ile cam işleyici arasında belirlenmesi gerekmektedir. Cam ile ilgili bir çok standartta buna benzer bir referans mevcuttur. Yani taraflar arasında tartışmalı her şeyin cevabını standart içinde bulamazsınız. Eğer bu konuda tarafların ( müşteri ya da cam işleyici firma) tarafından talep edilen bir değer varsa bu ortaya konulmalı, karşılıklı uzlaşma ile bu sorun kayıt altına alınmalıdır.
Tam da burada tarafların konu hakkında bilgi sahibi olması önem taşımaktadır.
Karşı karşıya kaldığım pek çok başvuruda gördüğüm şey bu konuda şartnamelerde ya da müşteri sözleşmelerinde konuya ilişkin hiç bir açıklamaya/ talebe değinilmemesidir. Sonuç olarak "bütün şikayetler TS EN standartlarına göre değerlendirilecektir" denilmesi de yeterli değildir. Çünkü yazının başına belirttiğim gibi bazı konular vardır ki standartta cevabını bulamazsınız.
Taraflar mahkemelik olduğunda ise çok daha sevimsiz bir durumla karşılaşmaktayız. Ne yazık ki, hukukumuzda cam ile ilgili anlaşmazlıklarda BİLİRKİŞİ diye tayin edilen kişiler Standartlar konusunda neredeyse sıfır bilgiye sahip olmanın yanında ilgili üretim ve uygulamalar konusunda da hiç bir tecrübesi olmayan kişilerdir.
Bu girişten sonra, kenar sıyırma konusunda yaşanan bazı uyuşmazlık konularına değinerek konuyu biraz daha anlaşılır kılmaya çalışacağım.
Öncelikle kenar sıyırma kavramını açıklamaya çalışalım; Çift cam ünitelerinde birincil sızdırmazlık malzemesi butil olduğu için butil'in cam ile temas ettiği yerde tam sızdırmazlığın sağlanabilmesi için camın doğal yüzeyi dışında başka bir malzeme olmamalıdır. Olmaması gerek bu malzemelerden biri de kaplamadır. Genelde kaplamalı cam üreticileri kullandığı kaplama ile piyasadaki herhangi bir butil malzemenin uyumluluğu konusunda bir GENEL GEÇER bir garanti vermemektedir. Bu nedenle en iyi yalıtımı sağlamanın yolu butil'in temas edeceği bölgede kaplamanın sıyrılması esastır.
Bu mesafe neye göre belirlenir. Birincisi dolgu mesafesine göre; ikincisi çift cam ara çıtası olarak kullanılacak malzemenin yan kesit mesafesine göre ; üçüncü olarak dolgu içine yerleştirilecek uygulama sisteminin (örneğin parça U çıtanın) kesit mesafesine göre ; dördüncüsü topal sistemlerde topallık mesAfesine göre.... Sistemler ve uygulama türleri değiştikçe bunlara yeni şeyler de ekleyebiliriz. Örneğin çift cam arası jaluzi sisteminde kaplamalı cam kullanılacaksa burada da bir kenar sıyırma gerekir bunun mesafesi de jaluzi çeşidine göre değişir.
Öte yandan cam işleyici firmaların kendi teknik alt yapısından kaynaklı bazı sınırlamalar da bu noktada önemlidir. Kenar sıyırma işlemi genellikle cam kesim hatları üzerindeki bir düzenek aracılığıyla gerçekleştirilir. Piyasadaki pek çok makinenin genelde sınır değeri 20 mm'i aşmamaktadır. Bir kaç markanın 40 mm uygulaması da mevcuttur ama bunlar azınlıktır. 20 mm kenar sıyırma yapabilen bir makine için müşteri talebi bunun üzerinde bir mesafeyi gerektiriyorsa doğal olarak cam işleyici bu işlemi cam üzerinde birden çok kez dolanarak yapmaya çalışır. Bu da sıyırma yapılan alanda farklı izler , dalgalanma, renk farkları vb oluşmasına neden olur. Bütün bunlar sonradan taraflar arasında anlaşmazlık konusu olmaktadır. Cam işleyicileri bu anlaşmazlıklara çözüm olmak adına, fiyat teklifi aşamasında bu konuya değinen ve kendi sınır değerlerini ya da toleranslarını belirten maddeler koyarlar. Müşteri bu konuda bilgili ise sorun yok demektir. Ama bilgili değilse, kendisine iletilen bu değerleri anlamıyorsa cam montajından sonra sadece görsel bozukluklara dayanarak sürekli bir şikayet dile getirecektir.
Taraflar arasındaki önemli bir diğer anlaşmazlık ise, kenar sıyrılma yapılan bölgenin cam içinde şeffaf bir alan bırakmasıdır. Yani kenar sıyırma bölgesi butil yapışma alanı ile sıfır toleransta örtüşmediğinde camın kenar kısımlarında şeffaf bir şerit görüntüsü oluşmasıdır. Müşteriler görsel/estetik kaygılar ileri sürerek bunu bir kusur olarak ifade etmektedir. Cam işleyici kullandığı ekipman ve prosesten kaynaklı gerekçelere sığınarak sıfır örtüşmenin mümkün olamayacağını açıklamaya çalışır. Müşteri ise görüntü bozukluğu gerekçesini ileri sürmektedir.
Burada müşteri açısından dikkatten kaçırılan asıl konu şudur; Kenar sıyırmanın düzgün olup olmadığı değil etkin bir sıyırma yapılıp yapılmadığıdır. Kenar sıyırmanın etkinliği her şeyden önemlidir. Yani bir makine kenar sıyırma yapmış gibi görünebilir ama gerçekte kaplama tam olarak sıyrılmadığı için cam yüzeyinde hala kaplama kalmıştır. Bu da çift cam ünitesinin nem çekme riski taşıdığı anlamına gelmektedir.
Bunu anlamanın en iyi yolu çalıştığınız cam işleyici firmanın fabrikasında ikinci taraf tetkiki yapmanızdır. Ne yazık ki, çeyrek asırlık cam işleme deneyimim süresinde ikinci taraf tetkiki yapan firma sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
İşletmenin ŞİŞE CAM-ISICAM BAYİSİ olması önemli bir değerlendirme noktasıdır. Çünkü her denetimde hem kenar sıyırma etkinliği hem de buna uygun makine ve teçhizata sahip olup olmadıkları Şişe Cam Kalite personeli tarafından kontrol edilmektedir. Ancak burada bir noktaya daha dikkat edilmelidir. ISICAM bayilerinin hepsi kaplamalı camlarla çalışma konusunda yetkilendirilmiş değildir. Şimdilerde bir diğer önemli nokta şudur; her ısıcam bayisi temperlenebilir kaplamalı camlarla çalışma konusunda akredite edilmemiştir.
Müşteri tarafında gözlemlediğim ikinci bir sorun şudur; Bunu da son dönemde karşılaştığım bir olaydan yola çıkarak açıklamak isterim. Bir kamu kuruluşuna ait şantiyeye çağrıldım ve görüşüm alınmak istendi. Cam firması yetkilileri, cephe firması ve kamu kuruluşu adına teknik denetim yapan müşavir firma yetkilileri ile bir araya geldik. Cam firması yetkilileri ve benim dışımda hiç kimse çift cam üniteleri ile ilgili bir standart olduğu konusunda fikir sahibi değildi. Kendilerine öncelikle TS EN 1279 standardı hakkında bilgi vermek zorunda kaldım. Kamu kurumu temsilcileri ve müşavir firma yetkilileri sürekli olarak kenarda şeffaf bir şerit görüntüsü olduğundan bahisle camların değiştirilmesini talep ediyorlardı. Bu görüntünün kenar sıyırma denilen işlemden kaynaklı olduğunu dahi bilmiyorlar, cam üzerindeki film kaplamasının tam yüzeyi örtmediğini, dolayısıyla camın kusurlu üretildiğini iddia ediyorlardı. Öncelikle bunun bir film kaplaması olmadığını, cam işleme firması tarafından yapılan bir film yapıştırma işlemi olmadığını, tersine cam hammadde üreticisi firma tarafından yapılan kaplamanın cam işleyici firma tarafından temizlenmesi işleminden kaynaklı bir görüntü olduğunu anlatmak zorunda kaldım... Bu arada ne müşavir firma ne de kamu kuruluşu şantiye yetkilisi cam üzerindeki kaplamanın sözleşmedeki koşulara uygun kaplama olup olmadığını ; kenar sıyırmanın çift cam ünitesinin performans değerlerini olumsuz olarak etkileyip etkilemeyeceğini sorgulamadılar bile.. Oysa önemli olan bu sorgulamaydı. Kenar sıyırmanın 2 hatta 5 mm kadar kenarda görünmesi camın performans değerini etkiler mi ?
Son olarak size kenar sıyırma konusunda hem cam işleyici firmayı hem de cam talep eden firmayı zorlayan konulardan birine değinmek istiyorum; Çift cam ünitesinde kullanılacak camlardan kaplamalı olan dış camın kademeli olması ve bu kademeye baskı yapılması durumunda ortaya çıkacak görüntünün estetik olmaması. Bu sorun pek çok kez şikayete konu olmuştur. Sorunun cam işleyici firmayı ilgilendiren kısmı kademede sıyırma yapılacak mesafenin 20 mm'den büyük olmasıdır. Bu tür bir camın temperde kırılma riski yüksek olacaktır. Bu da cam işleyici firmanın ekstra maliyet üstlenmesi, bunu müşteriye yansıtmak istemesi durumunda ise rekabet avantajını kaybedecek olmasıdır. Konunun müşteriyi ilgilendiren kısmı ise; kademede baskı yapılacak alanın tamamında kaplama sıyrılmamış ya da homojen bir şekilde sıyrılmamış ise üzerine baskı yapıldığında ( ya da silikon sıvama yapıldığında) renk farkı ve dalgalı bir görüntü olacağı için sonuçtan memnun olmamasıdır. Bu sorunları aşmak ancak her iki tarafın birbirinin zorluğunu anlaması ve uzlaşmaya yanaşması ile mümkün olabilir.
SONUÇ olarak: çift cam ünitelerinde kenar sıyırma kaynaklı pek çok sorun vardır. Konunun hem cam işleyici hem müşteri açısından içerdiği zorlukları dikkate almayan her bakış sorunludur. Meselenin prosesten kaynaklı kaçınılmaz "kusurları" olacaktır, ama müşterinin bu "kusurları" tolere edebileceği koşullar önceden görüşülürse mutlaka bir uzlaşma noktası bulunacaktır. Yeter ki konunun teknik alt yapısını bilelim. Bunu bilirsek "kusur" mu, "kaçınılmaz bir olgu" mu olduğuna kolayca karar verilebilir.