ŞİŞE CAM A.Ş. AKREDİTASYON SÜRECİ

 

ŞİŞE CAM A.Ş. AKREDİTASYON SÜREÇLERİ

 

Bilindiği gibi “ISICAM”, patenti Şişe Cam A.Ş.’ye ait ÇİFT CAM ÜNİTESİ markasını ifade etmektedir.   

Şişe Cam A.Ş. Franchise sözleşmeleri  ile bu MARKAYI  kullanma hakkını YETKİLİ kıldığı üretici bayilere vermektedir.   

Sonraki yıllarda Şişe Cam A.Ş. bu üreticiler arasında farklı kategoriler oluşturmaya başlamıştır. Bu farklılıklardan biri de TEMPERLENEBİLİR LOW-E  cam işleme AKREDİTASYONU’dur. Bu da kendi içinde ikiye ayrılmıştır ; ,a) Tek Gümüşlü Cam İşleme Akreditasyonu ,b) Çift Gümüşlü Cam İşleme Akreditasyonu..

Wikipedia tarafından  “Akreditasyon” sözcüğü şu şekilde açıklanmaktadır;  bir uygunluk değerlendirme kuruluşunun, belirli uygunluk değerlendirme görevlerini yerine getirme konusundaki tarafsızlığını ve yeterliliğini resmi olarak gösteren, kabul edilmiş standartlara karşı bağımsız, üçüncü taraf değerlendirmesi.

Akreditasyon sürecini de düşündüğümüzde ISICAM üniteleri bir yandan TS EN standartlarına ve  CE yönergelerine uygun şekilde üretilip piyasaya sürülmesi gerekirken, bir yandan da ŞİŞE CAM A.Ş. AKREDİTASYON SÜRECİ’ne tabi olmak durumundadır.

Terminolojik olarak bu oldukça karışık ve çelişkili bir durumdur. Çünkü Şişe Cam A.Ş.nin yaptığı uygulama aslında SERTİFİKASYON işlemidir. Çünkü SERTİFİKASYON, bir ürünün, prosesin veya hizmetin belirlenen gerekliliklere uygunluğunun üçüncü bir tarafça yazılı olarak güvence altına alınmasını temsil eder.  ISICAM Bayilerinin “AKREDİTASYON” denetimine tabi tutulması sürecinde denetim tarzından,  sorulan sorulara ve sonraki bütün diğer ONAY süreçlerine kadar yapılan işler aslında SERTİFİKASYON kavramı ile daha uyumludur.  AKREDİTASYON ise belirli standartlarda çalışma yeterliliğinin YETKİLİ BİR KURUM tarafından resmi olarak tanınmasıdır. Ki Şişe Cam A.Ş. bu anlamda standartlara uygunluk temelinde akreditasyon yapmaya yetkili bir kurum değildir.

Her neyse asıl konumuz bu terminolojik karışıklığa değinmek değildi... Sorun bu “akreditasyon”un Şişe Cam A.Ş. tarafından “tarafsız” ve “belirli kurallara” göre yapılıp yapılmamasıdır. Bunun için AKREDİTASYON kavramnın tarihsel geçmişine kısacık da olsa değinmek gerekir;

AKREDİTASYON  kavramı ilk kez 1900’lü yıllarda ABD’de kullanılmaya başlanmış, asıl amacı kamu yararı için kaliteli hizmet üretmenin güvence altına alınması çalışmasıdır. Sonraki yıllarda kamu ya da özel, sadece hizmet sektöründe değil üretim sürecinde de kullanılmaya başlanmıştır.  Sonraki yıllarda yaşanan gelişmelerle birlikte Akreditasyon ve Kalite Güvence kavramları artık birbirinden ayrılmaz hale gelmiştir.

Akreditasyon için kalite güvencesi bir ön koşulken, kalite güvencesi  için akreditasyon bir sonuç olmaktadır

Şimdi bu genel çerçeve içinde ŞİŞE CAM A.Ş tarafından yürütülen  AKREDİTASYON  sürecini ele alalım.

ŞİŞE CAM A.Ş. Kalite birimi tarafından yürütülen AKREDİTASYON DENETİMLERİNİN birinci bölümünde YETKİLİ BAYİNİN Kalite Güvence Sistemi değerlendirilir. Sorun  şu ki, hangi akreditasyon seçeneği olursa olsun ŞİŞE CAM A.Ş. tarafından “akredite” edilen ISICAM BAYİLERİ’nin Kalite Güvence Sistemi’ne uygunluğu SON DERECE SORUNLUDUR. Şişe Cam A.Ş. ISO-9001 standardının koyduğu çıtayla yetinmekte, bunun fazlasıyla ilgili bir talepte bulunmamaktadır. Oysaki ISICAM Markasının bu “fazla” ile anlamlanması gerekirdi. Öte yandan giydirme cephelerde yeni gelişen teknolojilerle birlikte çift cam ünitelerinin içerdiği bir çok teknolojik yöntem Şişe Cam tarafından kapsam dışı ilan edilmiş durumdadır. Bayilerin neredeyse çoğunluğu ISO-9001 belgesine sahip olsalar da  TÜRKAK akreditasyonuna sahip belgesi olanların sayısı azınlıktadır. Hangi ülkelerden alındığı bile belli olmayan birer belge ile bu denetim maddesi geçiştirilmektedir.   

Buna karşılık bayilerinin Akreditasyon konusunda şeffaf bir bilgisi de yoktur. Kalite Sisteminden geçen, Teknik Puanlama denilen puanı kazanan firmalara bir de “son bir yıl içinde 25.000 m2 tutarından Solar Low-E cam satın alma şartı” getirilmekte, hatta bundan sonrası için de ŞiŞe Cam Pazarlama Grubunun ONAY vermesi süreci eklenmektedir. Bu ONAY süreci neye göre yürümektedir bu da belli değildir.  Yazımın başında AKREDİTASYON kavramını açıklamamın nedeni tam da bu son şart ve onay sürecinin şeffaflık ve tarafsızlık ilkesini ne kadar zedelediğini göstermek içindi .

Sanırım bu ve diğer bazı nedenlerden dolayı  Şişe Cam A.Ş. de AKREDİTASYON verdiği bayilerinin listesini kamuoyu ile paylaşmamaktadır.

ŞİŞE CAM A.Ş. cam sektöründe artık global bir oyuncudur. Bu tür firmaların kuralları elbette olacaktır. Ama hem kural koyarken açık, şeffaf ve tarafsız olmalı hem de kendi koyduğu kurallara kendisi uymalı; bayileri arasında haksız rekabete neden olmamalıdır.

Son olarak da şunu ifade etmek isterim; Kapsam dışı denilen uygulamaların neler olduğuna dair yine açık, şeffaf ve tarafsız bir kurallar manzumesi yayınlamalıdır. Bunu yaparken de mevcut teknolojik gelişmeleri dikkate alan bir yerden hareket edilmelidir. Örneğin bir Isıcam bayisi lamine hattına sahipse ve ısıcam ünitesinde kullanılacak camlardan birini olan lamine camı kendisi üretiyorsa bu ünite kapsam dışı mıdır, değil midir ? Bu soruyu sorduğunuzda Şişe Cam A. Ş. personelinin bir cevap anahtarı yoktur. Hibrit - Warm Edge  çıta  siyah renk olabilir, ama eloksal kaplaması olsa da standart alüminyum çıta siyah ise bu çıta ile üretilmiş ünite ısıcam kapsamı dışındadır. Neden ? Yine açık, net, yazılı dokümanlara girmiş, kurallaştırılmış bir açıklama yoktur. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün...

Kısacası ŞİŞE CAM A.Ş ISICAM konusunda teknolojinin gerisinde kalmamak için yeni bir çalışma yapmalıdır diye düşünüyorum. 

Bu blogdaki popüler yayınlar

WARM EDGE ÇITA

CAM- YAPILARDA KULLANILAN: İLGİLİ TSE ve EN STANDARTLARI