CAM : YAPI MALZEMELERİNDE ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ
YAPI MALZEMELERİ’NDE PİYASA DENETLEME VE GÖZETİMİ:
Ülkemizde Ürün Güvenliği ve Denetimi başlığı altında sürdürülen
faaliyetler Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda
Piyasa Gözetimi ve Denetimi ile
görevlendirilmiş 10 farklı kurum
tarafından yürütülmektedir.
Bir Yapı malzemesi olan CAM konusundaki piyasa gözetimi ve denetlemesi hizmeti ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’ yetkisindedir.
Ekonomi Bakanlığı webb sayfasında belirtildiği gibi
aktaracak olursak, Piyasa Gözetimi ve Denetiminin genel amacı şudur:
Piyasaya arz edilecek
her ürünün, insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve
sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından asgari güvenlik koşullarını
sağlaması, diğer bir değişle güvenli olması gerekmektedir.
Güvenli ürün, normal
kullanım koşullarında tüketiciler için risk taşımayan veya kabul edilebilir
ölçülerde risk taşıyan ve yukarıda bahsedilen temel gerekler bakımından azami
ölçüde koruma sağlayan ürünü ifade eder.
Piyasaya arz edilen
ürünlerin güvenli olması üreticisinin, yetkili temsilcisinin ve/veya
ithalatçının sorumluluğundadır. Üretici, yetkili temsilci ve ithalatçıların bu
sorumluluklarını yerine getirip getirmediğinin denetimi ise kamu kuruluşlarınca
gerek ithalat aşamasında gerekse ürünlerin piyasa arzı aşamasında veya ürünler
piyasada iken gerçekleştirilmektedir.
Piyasa gözetimi ve
denetimi (PGD), ürünlere dair teknik mevzuatı hazırlamaya ve yürütmeye yetkili
bulunan kamu kuruluşlarının, ürünün piyasaya arzı veya dağıtım aşamasında veya
ürün piyasada iken ilgili teknik düzenlemeye uygun olarak üretilip
üretilmediğini, güvenli olup olmadığını denetlemesi veya denetlettirmesi
faaliyetleridir.
Piyasadaki ürünlerin güvenli olup olmadığına yönelik denetimler tüketici için önemli olduğu kadar
üreticiler açısından da önemlidir. İlk
bakışta ürün güvenliği üreticiler için “kazançlarını
ve ürünlerinin piyasadaki imajını göz önünde bulundurmak” açısından önemli gibi
görünse de, bundan daha önemlisi şudur: “PGD, ürününü piyasaya güvenli arz etmek
için gereken maliyete katlanmamış üreticilerin piyasadan dışlanmasını
sağlayarak, mevzuata uygun ürün arz eden üreticinin karşılaştığı haksız
rekabetin önüne geçer.” Üstelik ürün
güvenliği konusunda kat edilen her mesafe ihracatta rekabet gücü kazanılması
demektir.
Piyasa gözetim ve denetimi sürdürülürken ilgili kuruluşlar “etiket, işaret, ambalaj ve
belge kontrolü ile gerektiğinde teste başvurmak” şeklinde bir faaliyet gerçekleştirmektedir.
Ülkemizin Avrupa Birliği ile yürüttüğü tam üyelik
müzakereleri çerçevesinde, Malların Serbest Dolaşımı Faslı’nın açılış
kriterlerinden biri de, Türkiye’nin piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) ile
ilgili bir stratejiyi ortaya koymasıdır.
2015-2017 yıllarını kapsayan son strateji raporunda vurgulanan iki noktayı sizlere aktarmak isterim: a) Ulusal
Kaza/Yaralanma Veri tabanının etkin kullanımını ; b) ürünlerin izlenebilirliği
için mekanizmalar geliştirilmesinin ön plana alması.
Bu iki stratejik
politikanın uygulamaya yönelik tercümesi şudur: a) Özellikle yapı sektöründe cam ürünlerin ilgili standartlara göre uygunsuz ve güvensiz
oluşuna ilişkin tespitlerin kayıt altına alınması ve bunun PGD birimlerine
bildirilmesi gerekir ; b) Üretici
firmalara yapılan şikayetlerin giderilip giderilmediği; bu şikayetler konusunda
üreticilerden yazılı bir rapor alınıp alınmadığı ve kanıtların ürün
izlenebilirliğine dayandırılıp dayandırılmadığı tespit edilmelidir.
Bu çalışmalar sektördeki yapı firmaları, alüminyum firmaları,
cephe firmaları, cam üreticileri vb. ilgili bütün taraflarca PGD kurallarına
göre yürütülmediği sürece sektörde güvenli ürün dolaşımının geliştirilmesi
mümkün olamayacaktır.
Bunun için sıraladığımız bütün paydaşlarda çalışan teknik ve
idari yetkililerin PGD ve Ürün Güvenliğine ilişkin mevzuat hakkında , özellikle
STANDARTLAR ve ÜRÜN İZLENEBİLİĞİ konusunda bilgi sahibi olması ya da bilgilendirilmesi önemlidir.
Umarım her işletme bu konularda üzerine düşeni yaparak PGD’nin
temel amaçlarından biri olan “ürününü piyasaya güvenli arz etmek için gereken
maliyete katlanmamış üreticilerin piyasadan dışlanmasını sağlayarak, mevzuata
uygun ürün arz eden üreticinin karşılaştığı haksız rekabetin önüne geçilmesini”
sağlayacaktır.