TEMPERLİ CAMLARDA KENDİLİĞİNDEN PATLAMA SORUNU: ESKİ BİR HİKAYEDEN HABERLER…

TEMPERLİ CAMLARDA KENDİLİĞİNDEN PATLAMA SORUNU:
ESKİ BİR HİKAYEDEN HABERLER…

Sain Goban firmasından Andreas M Kasper’ın GLASS PERFOMANS DAYS-2017 oturumlardan birinde yaptığı sunumla  yaklaşık 50 yıldır söylenegelen “temperli camlarda kendiliğinden patlamalar olabilir. Bu işin genetiğinde olan ve kabul edilebilir bir kusurdur. Sorunu gidermek için elimizdeki en önemli mekanizmalardan biri de Heat Soaking Testidir” açıklamasını yeni bulgularla tartışmamıza sunuyor.    
Sorun eski ama bir o kadar zamandır da üzerinde bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalar sürüyor. Bu tartışmalar bir yandan cam-profesyonelleri  ve bilim insanları arasında sürerken diğer yandan da üretici firmalar ile müşterileri/uygulamacılar arasında sürmekte. Binalardaki ya da henüz üretilmiş ancak şantiyelere sevk edilmemiş camlarda oluşan patlamalar  taraflar arasında sürekli tartışma konusu olmaktadır. Şimdiye kadar verdiğimiz en kesin cevaplar şunlardı:
·         temperli camlarda kendiliğinden patlama yaşanabilir.
·         Bu üreticiden kaynaklı bir kusur değildir.
·         Kendiliğinden patlamaya neden olan olgu cam hammaddesi içinde bulunan nikel sülfit parçacıklarıdır.
·         Hareketli olan Nikel Sülfit parçacıkları ısıl işlem ile birlikte bir süre sonra durağan hale gelir, ancak temper işlemnden sonraki herhangi bir aşamada cam yüzeyinde oluşabilecek ısı farklılıkları neticesinde durağan haldeki bu parçacıklar harekete geçer ve kritik noktada olanlar patlamaya neden olabilir.
·         Bunu önlemenin tek yolu temperli camlara  HEAT SOAK TESTİ ( HST)  uygulanmasıdır.
·         Bu test aşamasında camlar 290 dereceye kadar belli bir sürede ısıtılır, bu kritik seviyede EN 14179 standartında belirtilen süre kadar bekletilir ve sonra tekrar yavaş yavaş soğumaya bırakılır.
·         Bu ısı farklılıkları sırasında camda bulunan nikel sülfit parçacıkları tekrar hareketli hale getirilmiş olur ve böylece eğer kritik pozisyonda nikel sülfit parçacıkları varsa bunlar HST fırını içinde patlar, kalan camlar için artık böyle bir kendiliğinden patlama riski yoktur.
·         HS.TESTİ yaklaşık % 99 oranında güvenilir sonuç doğurur.
M.Kasper’ın sunumunda kısaca da olsa DIN- 18516 standardından EN – 14179 standardına geçişi sağlayan bulguları anlatmış, buna ilave olarak son 20 yıldaki yeni bulgulara işaret ederek E14179’un da revize edilebileceğine değinmiştir. Bu değişiklik kritik ısı değerinin 290 dereceden 260 dereceye düşürülmesi be bu seviyede bekleme süresinin 4 saatten belki 2 saate indirilmesi gerektiğinden bahsetmiştir. Ayrıca kendiliğinden patlamalara sadece nikel sülfit zerreciklerinin değil hammadde içinde bulunabilecek büyük reflektif taş parçacıklarının da neden olabileceği belirtilmiştir. Vardığı sonuçlardan bir diğeri kendiliğinden patlamaya neden olacak konumdaki nikel sülfit parçacıklarının toplama oranının % 25 gibi olduğudur. Bu durumda HST testine bütün camları sokmak suretiyle binaya takılı ve HST testi yapılmamış bir camın patlama riskine göre % 80 daha fazla bir camı teste tabi tutmuş olacağımızdan bahsetmektedir. Çünkü HS.Testi  sırasında cam yüzeyine yüksek oranda bir termo-mekanik güç uygulanmaktadır. Bu güç kritik pozisyonda olmayan nikel sülfit zerreciklerini de harekete geçirmekte ve böylece daha fazla sayıda nikel sülfit parçacığını elimine etmektedir. Burada sorun karşılıklı maliyetleri hesaplamaktır. HST testinin maliyeti ile kendiliğinden patlamanın yaratacağı risk-maliyeti  ve yerine-koyma maliyetinin hangisinin tercih edileceği proje müelliflerinin vereceği bir karar olmaktadır.
Bütün bunlara rağmen gerek teorik gerekse pratik bulgular Temperli Camlara HST testi yapılmasının kendiliğinden patlama riski karşısında camı daha güvenli hale getirdiğidir.  Tartışma EN-14179’un nasıl revize edilmesi gerektiğine gelip dayanıyor.
Kasper’ın yazısının bir özeti GLASS PERFOMANS DAYS-2017: CONFERENCE PROCEEDİNGS kitapçığının 154-156 sayfalarında mevcut. Yazının tamamı ise daha sonra GLASS STRUCTURES AND ENGİNEERİNG JOURNAL’da yayınlanacak.
Bizim burada eklemek istediğimiz birkaç açıklama daha var.
Tartışmalar sırasında dikkate sunulan olgulardan biri HST fırınında uygulanacak kritik ısı değeri kadar ısının HST fırını içinde homojen dağılımın da önemli olduğudur. Bu da HST fırınların kalibrasyonunu önemli hale getirmektedir.
Ne yazık ki HST uygulaması yapan firmaların bazıları sistem belgelendirmesine sahip değiller, çünkü bu belgelendirmeyi alabilmeleri için fırınların kalibre edilmesi gerekli. Standarda uygun kalibrasyon yapabilen yerli firma- en azından benim bildiğim kadarıyla- mevcut değil. Bunun yerine yapılan tek şey, HST işlemi sonrasında müşteriye Test sonuçlarını, daha doğrusu test yapıldığını gösterir bir  bilgisayar çıktısının verilmesidir. Bu bilgisayar çıktılarına ne kadar güvenilir derseniz, benim bu konularda her zaman savunduğum şey, yerinde inceleme ve kontrol yapmadan, hiç bir şeyden emin olamayacağımızdır.


Murat Tıkıroğlu
Glass Consultant

Bu blogdaki popüler yayınlar

CAM- YAPILARDA KULLANILAN: İLGİLİ TSE ve EN STANDARTLARI